Kefaret, İslam’da bir kişinin işlediği bir günahın veya eksikliği tamamlamasının telafisi için gereken ibadettir. Kefaret, İslam’ın ortaya koyduğu esaslar doğrultusunda bir bağışlanma ve arınma yöntemidir. Kefaretin yerine getirilmesi, kişinin hatasını telafi etmek ve Allah’ın rahmetini kazanmak için gerekli bir ibadettir.
Kefaretin Çeşitleri
Kefaret, birkaç temel durumla ilişkilidir. İslami hükümler çerçevesinde kefaretin bazı belirli halleri bulunmaktadır:
Bir kişi, Ramazan ayında orucunu kasıtlı olarak bozarsa (yemek yemek, içmek veya cinsel ilişkiye girmek gibi), o kişi kefaret vermek zorundadır. Bu kefaret, oruçlu olan bir kişinin Allah’a karşı sorumluluğunu yerine getirmek adına büyük bir öneme sahiptir.
Peygamberimiz (sav) oruç bozmanın kefaretinin iki şekilde olabileceğini belirtir:
Peygamberimiz (sav) oruç kefaretini yerine getiren bir kişiye şöyle buyurmuştur:
Yemin eden bir kişi, yemini bozarsa, kefaret vermesi gerekir. Yemin kefareti, Allah’a yapılan yeminin yerine getirilmemesi durumunda ödenir.
Ramazan ayında oruçlu iken kasıtlı olarak cinsel münasebete giren bir kişi de kefaret ödemek zorundadır.
Peygamberimiz (sav), bir kişinin orucunu bozduğunda nasıl kefaret ödemesi gerektiğini şöyle açıklamıştır:
Kefaretin yerine getirilmesi, kasıtlı olarak işlenmiş bir günahın telafisi için gereklidir. Eğer bir kişi hatasını yalnızca unutarak yapmışsa, bu durumda kefaret gerekmez, sadece pişmanlık yeterlidir. Ancak kasıtlı olarak yapılan bir hata veya ibadet eksikliği kefaret gerektirir. Kefaret, kişi için bir tür arınma, hatalarını kabul etme ve Allah’a yönelme anlamına gelir.
Kulluk yolculuğumuzda insan olmamız hasebiyle yaptığımız hataları telafi edebilmenize yardımcı olmak için kefaretlerinizi bize ulaştırabilirsiniz.